Büyük ikramiye bileti
Bugün güzel ve özel bir gün… İkindiye kadarki işlerimizi halledip güzel bir yola koyulduk. Arakan’da su kuyusu açmak için kermes düzenlemiş kardeşlerimiz. Çorbada tuzumuz bulunsun niyetiyle düştük yola.
Moraller iyi… Maneviyat yüksek… Mutlu mutlu yürüyoruz Adana’nın caddelerinde.
İşte Beşocak Meydanı… Ve güvercinler… Etraftaki Milli Piyangocuları desteklercesine uçan, kimi zaman birilerinin kafasına talih kuşu oldukları hissi uyandıran materyaller bırakan sevimli varlıklar… Aralık ayının sonlarında maalesef itici bulurum bu sevimli mahlukları.
Cami tarafından gelip, güvercinleri de kazasız belasız atlatıp tam karşıya geçeceğiz ki önümüzde bir bilet… Üzerinde “Büyük İkramiye” yazıyor. Bileti dağıtan genç, kılık kıyafetimizi göre göre uzattı elindeki bileti ve “Abi alır mısınız?” dedi. Öfkesini tuttu eşim, “Hayır!” deyip önüne döndü. Genç de yoluna…
Ama hayır, böyle olmamalı! Tesettürlü bir kadına ve sakallı bir adama bu bilet bu kadar rahat uzatılmamalı… Bir iki saniye içinde o gencin bu genç yaşında daha hayırlı işler yapıp rızkını helal yoldan kazanabileceğini, bu yollarda heba olduğunu düşündüm. Hadi kendine yapıyor yapacağını da bizim önümüze neden çıkıyor utanmadan? Yok yok, biz bunlara susarsak tepemize çıkar yarın içki de ikram ederler. (Bu arada Allah’ın, beynimizi nasıl güzel yarattığını ve birkaç saniyede neler düşünebildiğimizi de görmüş oldum bir kez daha.)
Genç tam birkaç adım atmış ki susamadım ve arkasından seslendim: “Dalgamı geçiyorsunuz siz?”
Genç neye uğradığını şaşırdı ve epeyce mahcup oldu. Sonra bize yönelip, “Piyango bileti değil abla…” dedi ve gelip yine aynı kağıdı uzattı. Kağıtta “Büyük ikramiye kazanmak istiyorsanız Allah(c.c.) ve Resulüne(s.a.v.) itaat edin.” yazıyordu. O anda daha fazla inceleyemedik, elimizde piyango bileti taşıyormuş gibi gözükmemek için…
Genç sırasını savmıştı; şimdi mahcup olma sırası bendeydi ama sağ olsun genç kağıdı verir vermez hızla gitti. O kadar ki biz “Bir tane daha isteseydik.” derken o bayağı uzaklaşmıştı.
Bu anlamlı hediyenin arkası da insanı incitmeyen, kırmayan ve Müslümanlar için duayla tamamlanan bir yazıyla doluydu. Önemli uyarılar vardı Maide suresi 90. ayetten ve hadis-i şeriflerden. Dahası Allah’ın Rezzak olduğundan bahsediliyordu. Rızık konusunda bir Müslümana yakışan en güzel davranışın teslimiyet olduğu anlatılıyordu bir cümleyle.
Kim düşünmüş, kim uğraşmış, kim sponsor olmuş, kim bastırmış, kim matbaadan almış, kim cesaretle çıkmış dağıtmışsa iyi yapmıştı. Şimdiki zamana dair, geleceğe dair, çocuklarımıza ve torunlarımıza dair bir umuttu bu bilet.
Bilet almayanın enayi ve yobaz sayıldığı günlerden, piyango biletinin haram olduğunun haykırıldığı günlere bir geçişti. İnsanlara kendi ilgi alanlarıyla tebliğ etmek de çok güzel bir fikirdi üstelik.
Dağıtılan kağıdın yanına yönüne vakıflarının veya derneklerinin amblemini sıkıştırmamaları, sıcacık bir ihlas örneğiydi. Konuşan ümmetti ve ümmetin adına konuşuyordu.
Rabbim hayırlı işlerde çalışan herkesin yâr ve yardımcısı olsun.
Rabbim güzel çalışmaları yüreklere duyursun; kararmış kalplere nur, inatçı nefislere itaat, batmakta olan hayatlara diriliş vesilesi kılsın.
Sezgin Özbay
👏o bileti dağıtan gence👏 ve yazıyı kaleme alan size yürekten alkış..